17 Nisan 2025’te Meshru’da açılan “Kezban’ın Nadire Kabinesi”, çağdaş sanatın özgün figürlerinden Kezban Arca Batıbeki’nin çok katmanlı birikimini izleyiciyle buluşturuyor. Sergi, sanatçının yıllardır biriktirdiği nesneleri, anıları, imgeleri ve düşünsel izlekleri estetik bir dil ile bir araya getiriyor.
Serginin çıkış noktası, Batıbeki’nin biriktirme pratiği. Sanatçı bu durumu şöyle ifade ediyor:
“Dünyadan kaçış için bir koleksiyon oluşturmak... Bu, meraklarınız, ilginiz, sevdiğiniz objeler üzerine bir tutku geliştirip, bunları bir araya getirmekle ilgili. Aslında müzeciliğin de varoluş biçimi bu nadire kabineleriyle başlıyor.”

Sanat tarihine “Wunderkammer” ya da “Nadire Kabinesi” olarak geçen bu kavram, geçmişin merak odaklı koleksiyonculuğunu çağrıştırırken, Batıbeki’nin elinde hem bireysel bir belleğe hem de kadın temsiline dair eleştirel bir anlatıya dönüşüyor.

SANAT, KOLEKSİYON, KADIN VE YILAN
Sergideki işler; enstalasyonlar, resimler, kolajlar ve antika materyallerle oluşturulmuş çok yönlü yapıtlar olarak dikkat çekiyor. Batıbeki özellikle kadın temsiline odaklandığını belirterek şunu vurguluyor:
“Farklı objeler topluyorum ama kadınlar üzerine toplamaya gayret ediyorum... Evimin ve atölyemin iz düşümünü bu alanda göstererek izleyiciye bir ucundan hayatıma dokunuyormuş hissi vermek istedim.”
Yapıtlarında sıkça karşılaştığımız bir başka sembol ise yılan. Sanatçının bu simgeyle kurduğu ilişki zamanla dönüşmüş:
“Küçükken çok korkardım... Ama mitolojiye ve özellikle kadınların üzerindeki yılan ikonografisine baktıkça bu simgenin hem şifa, hem zehir, hem de kültür objesi olduğunu fark ettim. Bu sergide gördüğünüz her resim, farklı bir yılanla simgelenmiş Yunan tanrıçasını temsil ediyor.”

POPART’TAN ÖTE: KİMLİKLERİN KESİŞİMİNDE
Sıklıkla “Popart sanatçısı” olarak anılan Batıbeki, bu etiketin ötesinde bir konumlandırma yapıyor:
“Yola bir Popartçı olmak için çıkmadım. Belki grafik eğitimi aldığım için işlerim bu estetikle örtüşüyor ama ben kendimi figüratif ressam ve güncel sanatçı olarak tanımlamayı tercih ediyorum.”
Bir işinde, erkek bedenli bir anatomi posterini kolajla dönüştürerek bir zenne figürü oluşturmuş. Bu yapıtta cinsiyet kimliği arayışıyla kadınlık deneyimini kesiştiriyor:
“Kadının kimlik arayışıyla, eşcinsel bir bireyin kimlik arayışı çok benzer. Toplumun dışladığı, uyardığı, şekillendirdiği bedenler... Bu işleri üretirken bu çakışmaları sorguladım.”

TEKNİK VE YAKLAŞIM
Batıbeki’nin teknik yaklaşımı genellikle akrilik üzerine kolaj ve karışık teknik etrafında şekilleniyor. Antika eğitim afişlerinden oluşan altyapılar, yeni anlam katmanlarıyla güncel sanata dönüştürülüyor.
“Bu eski anatomi afişlerini buldukça alıyorum. Onları kolajla dönüştürüp farklı anlamlar yüklemeyi seviyorum. Bu da hem eğitimle hem sanatla hesaplaşmanın bir yolu gibi benim için.”
SERGİ BİLGİLERİ
📍 Mekân: Meshru, İstanbul
🕒 Ziyaret Saatleri: Pazartesi hariç her gün 11:00 – 18:00
🎟️ Giriş: Ücretsiz
“Kezban’ın Nadire Kabinesi”, sadece bir sergi değil; aynı zamanda bir hafıza mekânı, bir kadın arşivi ve sanatçının içsel yolculuğuna açılan kapı. Meshru’daki bu eşsiz anlatıya tanıklık etmek isteyen herkesi, bu çok katmanlı deneyime davet ediyoruz.
